Son günlerde sosyal medya platformları, gençler arasında popülerlik kazanmak için yapılan tehlikeli yaşam tarzlarını teşvik eden bir mecra haline geldi. Bu durum, bazen trajik sonuçlara yol açabiliyor. Son yaşanan olayda, henüz 14 yaşındaki bir çocuğun sosyal medyadaki hayali uğruna, çok sevdiği bir arkadaşının hayatına mal olduğu bildirildi. Olay, gençlerin sosyal medya yüzünden kendilerine ve başkalarına ne kadar zarar verebileceğinin açık bir örneği olarak dikkat çekiyor.
İddiaya göre, 14 yaşındaki Ahmet (isim değiştirildi), sosyal medya platformunda popüler olabilmek adına eğlenceli videolar çekmeye karar verdi. Bu sırada arkadaşını da videoya dahil etmeye karar veren Ahmet, dikkat çekip daha fazla görüntüleme almak için aşırı riskli bir durum oluşturdu. Arkadaşının yapmasını istediği hareket, birçok genç için sıradan bir eğlence olarak görülse de, sonuçları felaketle noktalandı. Henüz deneyimsiz olan Ahmet, yanlış bir hareket neticesinde, arkadaşının başına gerçek bir tabancayla ateş açtı ve trajik bir şekilde ölümüne yol açtı.
Olaydan sonra yetkililer hemen harekete geçti. Ailenin durumu, sosyal medya üzerinden sert bir şekilde eleştirildi. Mesele, sadece bu vaka ile sınırlı kalmadı; sosyal medya kullanımının gençler üzerindeki etkileri tüm toplumda tartışılmaya başlandı. Psikologlar, genç yaşta maruz kalınan sosyal medya baskısının, yalnızca bireysel sağlıklarını değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerini de olumsuz etkilediğini belirtiyor. Bu tür durumların önüne geçmek için ebeveynlerin dikkatli olması ve çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmaları şart. Aynı zamanda sosyal medya platformlarının da içerik denetimlerinin arttırılması gerektiği vurgulanıyor.
Bu olay, birçok açıdan toplumsal bir sorgulamayı da beraberinde getirdi. Gençlerin sosyal medyada popüler olma arzusunun, hayatlarını ve çevrelerindeki diğer bireylerin hayatlarını ne kadar tehlikeye attığını gözler önüne serdi. Gençlerin bu tür tehlikeli davranışlardan kaçınabilmesi için, daha fazla eğitim ve bilinçlendirme çalışmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çekiliyor. Okul müfredatlarına sosyal medya okuryazarlığı ve dijital etik konuları dahil edilerek, gençlerin bilinçlendirilmesi yönünde adımlar atılmalıdır.
Özellikle ergenlik dönemindeki gençlerin, kendilerini ifade etme biçimlerinin sosyal medya ile şekillendiği gerçeği, ebeveynlerin üzerindeki sorumluluğu artırıyor. Ailelerin çocuklarıyla güvenli internet kullanımı hakkında konuşmaları ve sosyal medya bağımlılığının tehlikeleri ile ilgili bilgilendirmeler yapmaları önemlidir. Bu tarz önlemler, hem bireysel hem de toplumsal olarak yaşanabilecek benzeri trajedilerin önüne geçilmesi açısından büyük bir adım olacaktır.
Sosyal medya dünyasında gençlerin birbirine karşı olan etkileri, bazen olumlu yönde sonuçlanabilirken, çoğu zaman da yıkıcı etkiler yaratabiliyor. Dikkat çekici sosyal medya içerikleri üretme isteği, çoğu gençte, sınırları zorlayarak birtakım riskli davranışlara yol açabiliyor. Arkadaş canlısı bir rekabetin olduğu bu platformlarda, gençlerin birer birey olarak varlıklarını kabul ettirebilmesi veya toplumsal bir yer edinebilmesi için maruz kaldıkları baskı, zamanla daha tehlikeli davranışların ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Aileler ve toplum olarak tanık olduğumuz bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle, gençlerin sosyal medya ile olan ilişkilerini dikkatli değerlendirmeleri ve bu konuda yetkililerin de gereken adımları atarak topluma örnek teşkil edecek önlemleri alması gerekmektedir.